ÖNSÖZ- BAŞLARKEN
Yağmurlu bir gündü Ok Meydanındaki ki bir pazar henüz kuruluyordu . Pazarcıların bağrışıp çağırışları arasında, tezgah açma çalışmaları hara güre devam ederken, pazarcı Nazlı Teyze'nin bahçesinden topladığı ısırganları, ebegümeçleri yerleştirdiği kasayı kaldırıp , bir metre yüksekliğinde silindirik bir taşın üzerine koymasını izliyordum.
2011 yılında
başladığımız ok meydanı menzil taşları projesi, Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulu ,bu taşlar için ,röleve restitüsyon ve ve restorasyon projelerini ilgili belediyesinden istemeseydi ,bu taşlar kaybolup
gidecektiler. Yaklaşık 300 civarı olduğu bilinen bu tarihi eserlerden, sadece 36 tane tespit ettiğimiz taş için çalışma fırsatı bulmuştuk. Geçmişe sahip çıkan bu düşünce sayesinde bu taşlara ait çeşitli
belgeleri toplamış olduk. Tarihin önemli
bir dönemine ait, çok önemli bir spor olan okçuluk geçmişine, önemli
bir ışık tutan bu taşların, projeleri böylece hazırlanmış oldu .
Belgelemek tabiî ki çok önemli .Hepimizin bildiği gibi söz uçar
yazı kalır kaidesi ,tarihin bir dönemie ne ışık tutmakla kalmayıp, beraberinde
bu taşların korunması ve nesillere aktarılması için çözüm de getirmektedir.
Bu gün yaptığımız bu projelerden sonra ,bu tarihi
mirasın bir kısmı, röleve ,restitüsyon ve
restorasyon projelerinin ışığı altında ,ok meydanındaki Okçular Tekkesindeki
korunup sergilendikleri alana taşındılar.
Ümit ederim ki , restorasyon projesindeki gibi ,bu esereler için bir açık hava müzesi de yapılır. Replikaları da kentsel yenilenme
sırasında, park bahçe ve benzeri halka açık ve halkın kullanımı içerisinde
yerini alarak da geçmiş ve gelecek
arasındaki sürekliliği bize daima hatırlatır.
Esasen kentsel yenileme ve sonrasında, ok meydanında , sosyolojik
anlamda da büyük ve çağdaş bir değişiklik olacak. O nedenle geçmişte , burada menzil taşları ile komşuluk yapan ok
meydanlılara ait bazı anı ve küçük hikayelere de yer vermek istedim. Ancak Anadolu'nun çeşitli yerlerinden gelen ve anılarını
benimle paylaşan bu insanlar o kadar çekingen ve ürkektiler ki , resimlerinin
çekilmesini ve isimlerinin yazılmasını istemediler. Bu nedenle hikayelerde
kullandığım isimleri de değiştirerek ,
bu insanların nişan taşları ile olan ortak yaşamlarına ,hikayeleriyle de yer vermek istedim.
Bu projeyi hazırlayan bir mimar olarak, tarihi anlamda büyük bir kültür mirası olan bu taşları, bir dönem ,onlarla bir arada yaşayan ok meydanlıların hikayelerini ve bu taşlara ait teknik bilgi ve birikimleri , ilgililerle paylaşmak istedim.
Çarpık kentleşmeye yenik düşen bu nişan taşlarının , rantsal kazançlardan, altından , gümüşten ve benzerlerinden, değerli olduğunu anlamamıza bir katkı koyması dileği ile....
mimar
MEHTAP ÖZDER