Üç çocuklu çekirdek ailemizin en büyük evladı olarak
büyüdüm. Ailenin ablası olarak sorumluluk ve görev bilinci kişiliğimin hep bir
parçası oldu. Ailemin okul hayatı başarılı olan çocuğu idim .Bizim aileye bir
doktor da lazımdı tabii ve bu yüzden tıp
fakültesini kazanacağımdan herkes nerede ise emindi.
Ben de benim için hangi meslek iyi olur diye hiç düşünmemiştim. Böylece tercihlerimi yapma vakti geldiğinde baş tarafa sadece birkaç tane tıp fakültesi yazmış oldum. Babam Ankara dışına onay vermediğinden tercihlerim de hep Ankara’da olmuştu.
Bu arada halamın oğlu,yeni adıyla Mimar Sinan Üniversitesinden mezun olmuş, başarılı bir şekilde hayatını sürdürmek yolundaydı . Beni bir gün üniversitesine götürmüştü . Renkli renkli kalemler , duvarlarda bilmediğim dilde çizilmiş , heyecan verici bir dünya, çağdaş pırıl pırıl gençler beni heyecanlandırmıştı. Tercihlerimi yaparken bu duygu gelivermişti aklıma, hadi bir de mimarlık yazayım dedim.
Bu tercih bütün hayatım boyunca beni çok mutlu etti. Bu
dünya ile tanıştıktan sonra tasarlamanın ne denli keyifli olduğunu anladım. Olmayan
bir şeyi düzenleme ,oldurma çabası, bunu yaparken kullanıcıların istekleri
gerçekleştirebilme mücadelesi, yapılan yapılarda bir yaşamın devam etmesine
aracı olabilmek, her zaman çok heyecan verici oldu benim için.
Gazi üniversitesinde eğitime başladığım zaman 1980 senesindeydik.
Zorunlu nedenlerden dolayı hem çalışıp hem de okuduğum için üniversiteli
olmanın tadından çok cefasını çektim. Bu dönemlerde Hasan Özbay- Tamer Başbuğ
mimarlık ofisinde çalıştığım sıralarda bir çok mimari yarışma projesine katılma
fırsatım oldu, burada kazanılan yarışmalar beni meslek hayatımda çok motive
etmiştir. Takip eden yıllarda mimar Vedat Dolakay' la çalışma fırsatım da olmuştu. Bu dönemde de mimarlık mesleğinde sadece iyi
proje yapmak değil , yaptıklarını
anlatabilmenin de ne kadar önemli olduğunu bana öğretmiştir. Tüm bu çalışmalar ve çabalar beni erken olgunlaştırdı ve tecrübe sahibi
yaptı. 1990 senesinde kendi kurduğum firmamda çalışmaya başladığımda cesaret , heves ve heyecan dolu idim ve bu hep böyle devam
etti.
Çalışma hayatım boyunca ,bir çok proje yanında kültür
merkezi projeleri ,sahne sistemleri, akustik dekorasyon , tarihi
binalarda röleve ,restitüsyon ,restorasyon ve uygulama projelerim de oldu. Dekorasyon dalında da çalıştım,
bir marangoz atölyesi bile açtım. Fuarlara katıldım, oteller yaptım ve işlettim .
Bir keresinde bir yolcu gemisi projesi ve uygulamasında çalıştım.
Meslek hayatımda hem çizdim hem de çizdiklerimi inşa ettim ve dekorasyonlarını yaptım. Bu her mimara nasip olmayacak bir durum oldu ve mimarlık alanında bana çok büyük bir tatmin sağladı. O nedenle hayata şükran duymaktayım. Halen mesleğimde bana ihtiyaç duyanlara danışmanlıklar yaparak ve seçtiğim projelerde çalışarak devam etmekteyim.